Yazan: Fulya KAYA TEZEL, 10.10.2011
İntihar eylemini, bireyin kendi hayatı üzerindeki kontrolünde son nokta olarak görenler vardır. “Bu dünyaya gelmeyi ben seçmedim ama ne zaman öleceğime karar verebilirim” düşüncesi... Bu düşünce tarzına özellikle ergen ve genç erişkinler arasında rastlanmaktadır. Evet, ölüm daha doğrusu ölümün ne zaman ve ne şekilde geleceği insan hayatındaki en merkezi belirsizliktir. Belirsizliğe tahammül edemeyen zihnimiz ölüm gerçeğini hep öteler. Her gün unuturuz bu gerçeği, ara sıra ya da nadiren hatırlarız. Yine de bilmeyiz, bilemeyiz..
Kanımca intihar ancak bu belirsizliğe bir başkaldırış olabilir. Evet, intihar eden kişi nerede, ne zaman ve nasıl öleceğini bilir. Ancak sonrasını, ölümle birlikte gelecek olanı bilemez. Yalnızca tahmin edebilir kendi inancı ve hayat görüşü doğrultusunda. Ancak asla emin olamaz. Bu bağlamda kendince bir belirsizliğe meydan okuyup hemen akabinde başka bir belirsizliğe geçmesi, insanın yaşam ve ölüm karşısındaki sınırlılığının bir göstergesi değil midir sizce de?
Bu noktada “Wristcutters: A Love Story” adlı filmin giriş sahnesi aklıma gelmektedir. İntihar eylemini romantize ettiği söylenen bu sahne farklı bir bakış açısıyla oldukça trajiktir aynı zamanda. Filmde ölüm sonrası belirsizlik, ironik bir şekilde ele alınmış, sadece intihar edenlerin gittiği son derece bildik, tanıdık, sıkıcı ve sıradan bir öte dünya tasvir edilmiştir. Başrol kahramanı Zoe, intihar eder ama kendini aynı dünyada bulur, tek fark çevresinde sadece intihar etmiş olanların olmasıdır. İşte bu sahne, insanın ölüm üzerindeki kontrolsüzlüğünü çağrıştırır.
Filmin intihar eylemi açısından diğer dikkat çekici noktası ise Zoe'nun hiç de depresif bir yüz ifadesi olmadan, son derece sıradan bir güne başlar gibi soğukkanlı şekilde bu eylemi gerçekleştirmesidir. Evet, intihar olgusunda her zaman tehlike çanları önceden çalmayabilir. Her zaman kişi çökkün bir ruh hali içinde olmayabilir, bazen oldukça dürtüsel bir şekilde de kişi hayatına son verebilir. Ancak intiharın oldukça soğukkanlı hatta keyifli bir şekilde gerçekleştirilmesi, gerçeğin abartılmış bir yansıması olmakla birlikte son zamanlarda intiharın dizi ve filmlerde tasvir edilmesindeki yeni bir trende dönüşmüştür. İşte dünyayı bu tarz “cool” terk edişlerin de özellikle ergenlik dönemindekiler olmak üzere birçok kişiyi etkileyebileceğini düşünüyorum.
Uzman Psikolog Fulya Kaya Tezel