HALA ÇOK KÜÇÜĞÜM…

HALA ÇOK KÜÇÜĞÜM...

SEZEN AKSU ŞARKISINDA BİR BEN!

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Öğünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi özel, önemli zannetmem

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden kendime hâlâ güvensizliğim

Ne kadar az yol almışım, ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan, kocaman, rengârenk
Geçici oyuncak zaferler

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem

Küçüğüm, daha çok küçüğüm...

Sezen Aksu'nun ‘'küçüğüm'' şarkısını her dinlediğimde aynı şeyi düşünürüm; ‘'terapi sürecinde yazmıştır bu şarkıyı.'' Her ne kadar aşk yaşadığı Uzay Hepar'inin ölmeden önce yoğun bakım sürecini beklerken yazdığı iddaa edilsede.

Büyümek kavramı biz terapistler için önemli bir kavram. Yaş almak büyümenin bir parçasıyken ruhsal anlamda büyüyüp olgunlaşmak için sadece yaş almak yetmiyor. Sezen Aksu da küçüğüm şarkısında bunu ne de güzel sözlere döküyor. Diyor ki;

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün hatalarım
Öğünmem bu yüzden
Bu yüzden kendimi özel, önemli zannetmem

Hata yapabilir her çocuk. Hatta yetişkinler bile hata yapar. Hata yapmak büyümenin ve hayatın bir parçasıdır. Hata yaptığında çocuk, yanında yetişkin becerilerine sahip yol rehberine ihtiyaç duyar. Bu yetişkin çocuğa seslenir: Hata yapabilirsin canım, hata yapman senin suçlu, eksik, yetersiz ve değersiz olduğunu göstermez. Önemli olan hata yaptığını fark etmen ve yaptığın hatadan kendine dair farkındalık kazanman. Hata yapsanda benim için hala özel ve değerlisin. Çünkü değerin varlığından ötürü...

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün saçmalamam
Yenilmem bu yüzden
Bu yüzden kendime hâlâ güvensizliğim

Ruhsal enerji güvende olma duygusunu çok önemser. Dolaysıyla çocuğun yaş alırken kendini güvende

hissetmesi olmazsa olmaz varoluşsal ihtiyaçlarından biridir. Kendini güvende hissetmeyen çocuk

benliğine, varoluş şekline, varlığına güven duymaz. Ki çocuk saçmalar. Saçmalamak spontan

çocuk yanın bir parçasıdır. Spontan çocuk önemlidir. Yetişkin

hayatta mutlu ve keyifli zamanların mimarı spontan çocuğun elverdiği mutlu çocuktur.

Ne kadar az yol almışım, ne kadar az
Yolun başındaymışım meğer
Elimde yalandan, kocaman, rengârenk
Geçici oyuncak zaferler

Elindeki zaferleri değersizleştirme. Eleştirel ve talep kâr yanının sana ne yaptığını fark et.

Zaferlerini değersizleştirirken çocuk yanın kendini eksik ve yetersiz hissedebilir. Ve bir bakarsın ki

hayat hikayen herkesin alkışladığı büyük zaferlerin var olduğu başarı dolu bir biçim almış. Bu

olmasın demiyorum tabiki. Ama hayatının içindeki dengeler ruhunun olgunlaşmasını gösterir. Ne

kadar işe vakit ayırıyorsun? Ne kadar ilişkilerinle bağ kuruyorsun? Ne kadar bireysel nefes alma

alanların var? Ne kadar eğlenip tatil yapıyorsun? Yoksa sen büyük zaferlerin için hep bir yetme ve

yetişme halinde misin?

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden bütün korkularım
Gururum bu yüzden
Bu yüzden çocuk gibi korunmasızlığım

Korunmasızlık içinde büyüyen ihmal edilmiş çocuk! Korkarsın yalnızlıktan, tek başınalıktan.

Çaresiz hisseden ruhunla tek başına ayakta kalma yetisini geliştirirsin. Halbuki çocuksun.

Yetmez, yetemezsin ki kendine. Tek başınalığın yalnızlık ve çaresizliğiyle aşırı telafi ruh hallerine

girer, cesaretin ve gururun arkasına sakladığın çocuk yanının korkularıyla hayat hikayende yol

alırsın. Ve bu yüzden maskelerinin arkasında hissedersin çocuk gibi korunmasızlığını....

Küçüğüm, daha çok küçüğüm
Bu yüzden sonsuz endişem
Savunmam bu yüzden
Bu yüzden bir küçük iz bırakmak için didinmem

İzler bıraktın. Hem bende hem de dünya alemde. Güvenli bağ kurma deneyimi olmayan

çocukların geliştirdiği şemaları şarkılarıyla, besteleriyle haykıran en değerli sanatçılardan birisin.

Muhtemelen sende de bu şemalar var. Her ne kadar şemalar ruhumuzu acıtan

yaşamsal örüntülere bizi soksalar da işlevselliğimizi, üretkenliğimizi ortaya koyan becerikli

yanımızın benzini de olabiliyorlar.

İşte bu yüzden ‘'Küçüğüm, daha çok küçüğüm...'' diye sahnede ön planda yer alırken sen, biz de

ortak şemalarımızın etkisi altında aynı duyguları hissederek eşlik ediyoruz sana. Aynı duyguların

yaşayanları olarak birbirimizi tanımasak da senin şarkıların üzerinden bağ kuruyoruz.

Kurduğumuz bağ şema tetiklenmesi ile oluşan ruhsal acımızda kısmende olsa rahatlama

sağlıyor.

Müziğin evrenselliği duygunun evrenselliğinden geldiğinden senin şarkılarınla ben çok küçük

yaşlarda tanıştım. Seni dinlerken kimi zaman ruhumu rahatlattım, kimi zaman

ağladım, kimi zaman kızdım, kimi zaman da şen kahkahalar attım. Ve bugün senin yazdığın şarkı

sözleriyle şemaları ve modları ‘'iyi hissetmek'' dergimizden okuyucularla buluşturuyorum.

O zaman hep beraber büyümeye devam....

Bu sitede çerezler kullanılmaktadır. Sitede gezinmeye devam ederek çerezlerimizin kullanımını kabul etmiş olursunuz. Daha Fazla Bilgi