Çocuk ve Boşanma
Çocukların sağlıklı bir benlik geliştirmeleri ve insanlarla kalıcı, sevgi dolu ilişkiler kurabilmeleri, onların hayatlarındaki en önemli figürlere, anne ve babalarına yakın olmalarına bağlıdır. Eğer anne babalar çocuklarının iyiliğini birinci plana koyarlarsa, boşanma, bu sürecin işleyişine engel olmaz. Kabul etmeliyiz ki bu kolay bir iş değildir. Bir evliliğin bitişi oyuncuların beklemedikleri bir finali oynadıkları bir tiyatro oyununa benzetilebilinir. Çocuklar da küçük rol oyuncuları gibidir. Eşler bu dönemde incinme, öfke, küçümsenme, rahatlama veya suçluluk duygularını ardı ardına yaşarlar, ancak çocukları bunlardan uzak tutmak gerekir. Eşinize olan öfkenizi çocuklara yansıtmamak ve paylaşmamak boşanma sürecinde dikkat etmeniz gereken en önemli unsudur. Eğer boşanmadan sonra ebeveyn-çocuk ilişkisi zedelenirse bu yetişkinlerin ebeveyn olarak sorumluluklarını yerine getirmeyi başaramadıklarını gösterir. Unutmayın ki siz boşanma sürecini nasıl yaşaranız çocuğunuz da öyle yaşayacaktır. Çocuğun boşanma sürecinde olumsuz etkileyen en önemli faktör; boşanma değil, boşanma sürecinde ebeveyin tutumlarının sağlıklı olmamasıdır.
Çocuklar Boşanma Kararınız Nasıl Söyleyeceksiniz?
Bazı anne ve babalar boşanma kararını çocuklara açıklamayı gereksiz görür. Hele çocuk beş yaşından küçükse nasıl olsa anlamayacaklarını düşünürler. En iyisi, ayrılmak isteyen ebeveynin sessizce evden gitmesi ve kalan ebeveynin durumu çocuklara açıklamasıdır. Bu tür akıl yürütmeler ve uygulamalar yanlıştır. Hiçbir çocuk sabah uyandığında babasının diş fırçası dahil bütün eşyalarını alıp gittiğini görmemeli veya bir gün okuldan döndüğünde annesinin temelli gittiğini açıklayan bir mektubunu bulmamalıdır. Bu tür düşüncesizce hareketler çocuğun reddedilmiş olma duygularını kuvvetlendirmekle birlikte olup bitene bir anlam verebilmek için olmadık şeyler uydurmasına da yol açar.
Boşanma kararını anne ve baba birlikte çocuğa açıklamalıdırlar. Yaşadıkları evde çocuğun kendini rahat hissedebileceği bir ortamda açıklama yapılmalıdır. Çocuk boşanma haberini aldıktan sonra rahatça tepkisini gösterebileceği bir ortam da olmalıdır. Boşanmanın ne olduğu ve boşanmadan sonra anne, baba ve çocuğun yaşamında ne gibi değişiklikler olacağı konusunda çocuğu bilgilendirmek ve bilinçlendirmek gerekir.
Boşama sonrası çocuk eşlerden kiminle kalacaksa, o ve çocuk boşanmadan önce yaşadığı mekanda yaşamaya devam etmelidir. Evden gidecek olan eş evden kademeli olarak evden ayrı kalmaya başlamalıdır. Boşanma sürecinde yaşam şeklinin nasıl değişeceği çocuğa yaşına uygun cümleler ile anlatmalıdır. Boşanmadan sonra, çocuklar her iki eşle de sürekli ve düzenli olarak görüşmelere devam etmelidir. Görüşmelerin günü belirli olmalıdır. Çocuk evden ayrılan ebeveyn ile ne zaman, hangi sıklıkta görüşeceği konusunda net fikre sahibi olmalıdır. Çocuğunuza anne ve babanın birbirlerinden ayrılmalarının çocuklarından ayrılmaları anlamına gelmediğini anlatın.
Boşanma çocuklar için olduğu kadar ebeveynler için de zor olduğunu unutmamalı. Boşanmayı bir son değil, bir başlangıç olarak kabul etmelidirler.Öfke, yalnızlık duygusu, depresyon, kaygı gibi psikolojik sorunlar ortaya çıkabilir, gerekirse profosyenel yardım almaktan çekinmemek gerekir. Kendilerini ne kadar çabuk toparlarlarsa çocuklarına da o kadar çok yararlı olabilirler.
Unutmayın ki çocuk mutlu anne ve mutlu baba görmek ister.
Boşanma Sonrası Çocukda Gelişen Disiplin Problemleri Nelerdir?
Boşanmayı izleyen ilk yıl içinde çocukların saldırganlaşmak,düşüncesiz ve ani hareket etmek,kırmak,dökmek,içine kapanmak,endişelenmek ve şikayet etmek gibi bazı davranış bozuklukları göstermeleri normaldir.Bunlar genellikle zaman içerisinde kendiliğinden düzelir.Ancak anne ve babanın bu davranışlar karşısında nasıl bir tutum izledikleri çok önemlidir.Bu tutum çocukların ileride uyumlu bir yetişkin mi ya da kendisine saygısı olmayan bir birey mi olacaklarını belirleyecektir.
Deneyimli bir ebeveyn olarak mutlaka disiplin konusunda birçok kitap ve yazı okumuşsunuzdur.Bunların çoğu disiplin ve cezanın ayrı şeyler olduğunu,hatta birbirleri ile çelişebileceklerini söyler.Bu doğrudur.Ceza çocuklara neyin yapılmaması gerektiğini öğretir ama neyin yapılması gerektiğini öğretmez.Çocukların dikkatini onlara karşı yapılan şeye çeker ve çeşitli öç alma planları yapmalarına neden olur.Ayrıca aynen mahkumlar gibi çocuklar da ceza çekmenin konuyu kapatacağını düşünürler.
Disiplin öğretmek demektir.Diğer bir deyişle istendik davranışlar oluşturmak ve ahlaki gelişmeyi sağlamak için sistemli bir öğretim ve eğitim yöntemi uygulamaktır.İstendik davranışlar bir ebeveyne göre "iyi" olan şeylerden çok daha kapsamlıdır.Çocuklar için amaç,kendi davranışlarına sınır koyabilmek,yani özdisiplin kazanmak,bir vicdan ve yanlış ve doğru kavramı oluşturmak,diğer insanlarla ilişki kurabilmek,öfke gibi olumsuz duyguları sözcüklerle ifade edebilmek ve hayal kırıklıkları ve çelişik duygularla başa çıkabilmek olmalıdır.
Çocukları disiplin altına almak çok yanlı düşünülmesi gereken bir iştir.Onları nasıl disiplin altına alacağınız kadar,onlara neler öğretmek istediğiniz de önemlidir.Bunu yaparken anne ve baba çocukların kendilerini iyi hissetmelerini ve yavaş yavaş belirmekte olan yeteneklerine güvenmelerini sağlamalıdırlar.
Yani anne ve baba çocukların gereksinimlerine ve kapasitelerine duyarlı olmalıdırlar.Yapabileceklerinden daha fazlasını istemek veya kişiliklerine saldırmak onların benlik duygularını ve kendilerine özgü ruhlarını yok eder.
Şimdi sıralayacağım birkaç ebeveyn davranışı hakkında düşünün:
Birisini ısıran çocuğu ısırmak,çocuğu çöp tenekesine koymak,üzerinde "ben aptalım" yazan bir şapka ile bir köşede oturmaya mecbur etmek,odaya kapatmak,kirli ya da çişli veya kakalı giysilerini çıkartmamak.
Böylesi davranışlara maruz kalarak aşağılanan ve utandırılan çocukların benlik saygılarını kaybetmeleri doğaldır.Siz olsaydınız başka türlü hisseder miydiniz?
Son yirmi yıldır,anne ve babalar çocuklarına daha arkadaşça davranmaya başladılar.Hatta bazıları onların yaratıcılığını veya kendilerini ifade etme yollarını köreltebileceğini endişesi ile kasıtlı olarak disiplinle ilgili hiç bir şey yapmıyorlar.Her aile üyesine söz hakkı tanıyan bir demokrasi kurmaya çalışıyorlar.Bu yaklaşımın geleneksel katı kuralcı ebeveynlik anlayışına bir tepki olarak ortaya çıktığını söylemeye herhalde gerek yok.
Ancak zaman yukarıda sözü edilen yaklaşımların hiçbirinin başarılı olmadığını gösterdi.Anne ve babanın yol kenarındaki bariyerler gibi davranarak çocuklarının üzerinde ilerlemekte özgür oldukları yoldan çıkmamalarını sağlamaları gerekmektedir.Anne ve baba bu görevlerini bir an için bile olsa unutmamalı,ama çekici gibi davranarak çocuklarını arkalarından sürüklemekten de kaçınmalıdır.
Boşanmanın Sonuçları
Boşanma
evlilik öncesi özgürlüğe tam bir dönüş veya kurtuluş sayılmaz.....
Boşanmadan en çok zararla çıkan her yerde genellikle kadındır.Boşanan anne çetin geçim sorunlarıyla karşılaşır.Çalışmak zorunluluğuyla çocukların bakım sorumluluğu arasında bocalar durur.
Boşanmış eşler üzerinde karşılaştırmalı olarak yapılan bir araştırma ilginç bulgular veriyor:
Boşanmış erkeklerde evli erkeklere göre beş kat yüksek oranda ,boşanmış kadınlarda da evli kadınlara göre üç kat yüksek oranda ruhsal bozukluk saptanıyor.Bu bulgular iki biçimde yorumlanabilir.Ya mutsuz
evlilikler eşlerde ruhsal uyumsuzluklara yol açıyor;ya da ruhsal uyumu bozuk olanların evlilikleri kısa sürüyor.Belki de her iki yorumda da gerçek payı vardır.Yani evliliğe adım atarken ruhsal dengeleri yerinde olmayan eşler evliliği yürütemiyor,sorumluluğunu taşıyamıyor ve evlilikten daha da örselenmiş olarak çıkıyorlar.
Boşanmaların büyük çoğunluğu evliliğin ilk yıllarında olduğu için çocukların durumu özel bir önem kazanır.Kavgalı gürültülü,tedirgin bir ailede yaşamaktansa ana babadan biriyle oturma çocuklar için uzun sürede daha iyidir diye düşünülebilir.Gerçekten gözlemler mutsuz ailelerden sorunlu çocuklar yetiştiğini doğruluyor.
Mutsuz bir evliliğin sonlanması eşler gibi çocuklara da mutluluğu geri getirmiyor.Boşanmadan sonra çocukların ana ve babayla ilişkileri yolunda gitmiyor.Anneyle yaşayan çocukların pek azı babalarıyla düzenli bir ilişki sürdürebiliyor.Çoğunlukla babalar eşleriyle birlikte çocuklarını da boşamış gibi davranıyor.
ABD'de bile babaların yarısının boşanmadan sonra çocukların yasal hakkı olan bakımlık parasını ödemedikleri saptanmıştır.Bunlar hiç kuşkusuz eskiden de çocuklarıyla ilişkileri zayıf olan ya da çok sorumsuz olan babalardır.Babadan ilgi ve sevgi görmeyen çocuklarda güvensizlik,öz saygısını yitirme,terk edilmişlik duyguları gelişiyor.
Boşanmış aile çocuklarında ruhsal uyumsuzluk oranının yüksek olduğunu ortaya koyuyor.Ruhsal çökkünlük,okul başarısızlığı,çeşitli davranış bozuklukları en sık görülen uyumsuzluklardır.Okul yaşına gelmemiş çocuklarla ergenlik çağındakiler boşanmalardan daha olumsuz etkileniyorlar.Boşanma sırasında hem ana hem baba ile düzenli olarak ilişki sürdürebilenlerde ileri yaşlarda ruhsal uyumsuzluklar daha az görülür. Çocukların ana baba arasında çekişme konusu olmaktan kurtarılması için velayet sorununa son yıllarda yeni bir çözüm getirildi.Boşanan eşlerin isteği ile mahkeme ortak velayet kararı veriyor.Ana baba çocuklarını belli sürelerle yanlarında tutuyorlar.
Boşanmalarda Artış
Türkiye boşanmanın en az olduğu ülkelerden biri.Resmi sayılara göre son otuz yılda boşanma sayısının nüfusa oranı pek değişmemiş,on binde 3 ile 4 arasında oynamış.Boşanmaların yarısından çoğu kent ailelerinde ve daha sıklıkla evliliğin ilk dört yılında oluyor.Bu ailelerin yarısı çocuksuz ailelerdir.
Başlıca boşanma nedeni yüzde 75 oranında geçimsizliktir.Sonra sırasıyla evi bırakıp gitme,eş aldatma ve öteki nedenler geliyor.
1976 yılında boşanmak isteyen kadınların sayısı erkek sayısını aşmış.İmam nikahı ile evlenmiş çiftlerin ayrılmaları boşanma olarak kayıtlara geçmediğinden Anadolu'daki gerçek durumu saptamak zor. Yeni özgürlük anlayışı geleneksel görev ve bağlılık duygularını gevşetti.Dinsel kurumların evlilik üzerindeki baskıları da büyük ölçüde kalktı.Gebeliği önleyici yöntemler aileleri az sayıda çocuk sahibi olmaya yönelti.Gerçekten istatistikler boşanmaların çoğunluğunun az çocuklu ailelerde olduğunu gösteriyor.Çok çocuklu bir ailenin dağılması eşlere çok daha büyük güçlükler çıkartıyor.Bunu göze alabilmek için evliliğin gerçekten çok bozuk,çok sarsılmış olması gerekiyor.
Tek başına çok olumlu sayılabilecek değişmelerin de boşanmaları kolaylaştırıcı etken olması bir bakıma şaşırtıcıdır; kadın haklarının gelişmesi,eğitim düzeyinin yükselmesi ve kadının toplumsal yaşama katılımı beklenenin tersine ,evlilikte uyumu artırmadı.Ailenin yaşam düzeyi yükseldi ama aileye rol çatışması girdi.Örneğin ataerkil aileden gelen bir koca ile eşitliği savunan üstelik eve gelir getiren bir kadının uyumlu ilişkiler kurması güçleşti.Meslek sahibi bir kadın,koca kahrı çekmek,yazgısına boyun eğmek istemiyor artık.Ayrılınca kendi ailesine ana baba evine dönmek,orada sığıntı olarak yaşamak korkusu da çekmiyor.Oysa kırsal kesimde yaşayan ve toprağa bağlı olan bir ev kadınının bunu yapması olanak dışıdır.Erkek üstüne kuma getirse de kadının hiç bir seçeneği yoktur.
Boşanmaların artması evlenme çağına gelen gençler için de kötü örnek oluyor.İstatistikler,boşanmış eşlerin çocuklarının kurdukları evliliklerin boşanma ile sonuçlanma olasılığının yüksek olduğunu gösteriyor.Böyle eşler evliliklerinde darboğazlara girdiklerinde en kolay çözümü ana babalarının yolundan giderek ayrılmada buluyorlar.
Evliliği kızla erkek arasındaki sevginin doğal ve yasal sonucu olarak görme eğilimi arttı.Romanların ,sinema ve tv'nin etkisiyle"Evlilik eşittir aşk"inancı yerleşti.Aşk ile evlilik eşit anlamda tutulunca sevginin azalması da evliliğin sonu demek oldu.Bu romantik yaklaşımla evliliğe adım atan eşlerin hayal kırıklıkları büyük oldu.Her çağda sevgi aransa da geçmişte iyi huylu,uysal,yüzüne bakılır bir kız bulan erkek iyi bir yuva kurabilirdi."Nikahta keramet vardır." denir,birbirini çok az ya da hiç tanımayarak evlenen eşlere birbirini sevmeye çalışmaları öğütlenirdi.Sevgi sonradan gelirdi.Şimdiki çiftler evliliklerinden önce sevginin doruğuna çıkıp evliliklerinde bunu tüketerek yaşıyorlar.Sevgi azalınca veya alışkanlık halini alınca çocuklar dışında eşleri bir arada tutan bağ kalmıyor.Eski evliliklerde sevgi olursa daha iyidir denirdi ama eşleri birbirine bağlayan tek bağ sevgi değildi.Başka bir deyişle evlilik romantik bir birleşme değil,bağlardan oluşan bir sözleşmeydi.Soy sop ilişkisi,ortak ekonomik çıkarlar,sınıfsal ilişkilerle örülmüş bir ağ,sağlam bir toplumsal kurumdu.Dolayısıyla ilişkilerde gevşeme ve duygularda soğuma evliliği sonlandırmaya yetmezdi.Eşler çevrenin dinsel kurumların,geleneklerin baskısını her an üstlerinde duyarlardı.Böylece boşanma en son düşünülen en son baş vurulan bir çözüm yoluydu.Eşlerin mutsuzluğu pahasına da olsa evliliğin yürümesi için bir dizi toplumsal güvence vardı."Kocamdan ayrılırsam ne yaparım,anamın babamın yüzüne nasıl bakarım,eş dost ne der,nasıl geçinirim,çocuklarımı bırakıp nasıl giderim?" gibi kaygılar kadını katlanmaya zorladı.Daha az ölçüde olmakla birlikte erkek de çevresinin baskısını duyar,karısını inandırıcı bir neden bulmadan kapı dışarı edemezdi. Sevgiden başka ortak yanları bulunmayan değişik kültürlerin ürünleri olan insanların evlilikte başarı şansları daha başlangıçta azdır.
Dr.Atalay Yörükoğlu
Boşanmış Anne Babaların Dikkat Etmesi Gerekenler
Disipline doğru yaklaşım boşanmış ya da boşanmamış her aile için aynıdır.Ancak boşanmış ailelerde hem velayet sahibi ebeveynin hem de diğer ebeveynin dikkat etmesi gereken bir kaç husus vardır:
• Yemek ve uyku saatlerinin düzenli olduğu ve tutarlı kuralların uygulandığı bir ev ortamı oluşturun.
• Eviniz dergilerdeki evlere benzemese bile rahat ve ailenin her üyesinin içinde yaşamaktan hoşlandığı bir yer olmalıdır.Çocuklarınızın eşyaların değerini bilmesi için kullanılmış eşyalar alabilir ve tasarrufu öğrenmeleri için dönüştürülmüş nesneler bulma oyunu oynayabilirsiniz.
• Çocuğunuzun ebeveyni olun.Onların çocuklarınız sizin de onların ebeveyni olduğunu hiç unutmayın.Onların sizi bu rolde görmeye ihtiyaçları vardır.Bazen onları kader arkadaşlarınız gibi görseniz de siz onların yaşıtı ve arkadaşları değilsiniz.Asla böyle davranmayın.Eskiden nasıl onlara annelik ve babalık yapıyorduysanız yine öyle yapın.Belki boşanmadan sonra daha fazla zaman ve enerji harcamanız gerekiyordur,ama çocuklarınızın da şimdi size her zamankinden daha çok ihtiyaçları vardır.
• Yorulduğunuz veya kendinizi baskı altında hissettiğiniz zaman bunu kendinize ve çocuklarınıza itiraf edin.Ancak elinizden geldiğince disiplin planınızın dışına çıkmayın.Planın başarısı için tutarlılık şarttır.Çok baskı altında olduğunuz zamanlar,çocuklarınızın yanlış davranışları karşısında sakin ve mantıklı davranmaya çalışın.
• Yok olan ebeveynin yerini doldurmanız olanaksızdır.Buna çabalamayın.Eğer boşanmadan önce siz disiplin kurallarını uygulayan eşiniz de çocuklarla tartışan ebeveyndiyseniz şimdi her iki rolü birden oynayamazsınız.Zamanla kendinize yeni bir yol çizebilirsiniz.
• Eski eşinize saygılı davranarak çocuklarınıza iyi örnek olun.Onlara anlaşmazlıkların konuşarak akıllı çözümlere kavuşturulabileceğini gösterin.Boşanmadan sonra anne ve babaları sürtüşmeye devam eden çocuklarda daha çok davranış bozukluklarına rastlanır.Bu tür anne ve babalar enerjilerinin çoğunu eski eşleri ile kavga etmeye harcadıklarından çocuklarını ihmal ederler.Çocukların çoğu da onların ilgisini çekebilmek için yanlış davranışlar sergilerler.
• Disiplin konusunda eski eşinizle işbirliği yapın.Böylece çocukların bir ebeveynin evinden diğerine gittiklerinde yaşadıkları uyum sorunu azalır.Bir disiplin planı oluşturmayı en azından bazı aile değerleri üzerinde anlaşmayı deneyin.Mümkünse bir ebeveynin evinde uygulanmaya başlayan cezanın diğer evde de sürmesini sağlayın.Eğer eski eşinizle disiplin konusunda anlaşamıyorsanız vazgeçmeyin.Siz adil ,kendinizden emin ve tutarlı olursanız çabalarınız meyve verecektir.Kurallarınızın her iki ev için de geçerli olduğunu çocuklarınıza söyleyin.
• Hiç bir zaman çocuklarınızı diğer ebeveyn ile büyük anne gibi yakınları ile görüşmekten men ederek cezalandırmayın.Bu hem haksız hem de uygun olmayan bir cezalandırmadır.Böyle davranarak söz konusu diğer kişileri de cezalandıracağınız gibi eski eşinizin çocukları görme hakkına da karşı gelmiş olursunuz.Böyle davranan kişiler çoğu zaman çocukları diğer ebeveyn ile görüştürmemek için bahaneler arayan kişilerdir ve boşanma ile ilgili duygularından kaçmaktadırlar.
• Çocuklarınıza hiçbir zaman "aynı annen ya da baban gibisin" demeyin.Çocuklar diğer ebeveyn ile ilgili olumlu yargılarından şüphe edebilirler.Daha önce de belirttiğim gibi tam aksine çocuklarınızın diğer ebeveyn ile olan ilişkilerini desteklemelisiniz.
• Eski eşinizin disiplin konusundaki çabalarını sabote etmeyin veya eleştirmeyin.Belki o bu konuda sizden daha iyidir ve başarılı olursa bu sizin de yararınıza olur.
• Çocuklarınızı disiplin altına alma işini başkasına vermeyin.Bu sizin en büyük ve akıllı çocuğunuz veya sevgiliniz olsa bile.Bu ebeveyn olarak sizin görevinizdir.