Kaliteli ve uyumlu bir cinsel hayat, kişinin özgüveninde saklıdır. Sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam için, güçlü bir aşk ilişkisi için "cinsel özgüven" gerekir. Cinsel işlev bozukluklarının kökeninde özgüvenin farkına varılmaması yatıyor olabilir. Özgüven dünyadaki en güçlü afrodizyaklardan biridir.
Bir kadını veya erkeği çekici kılan en önemli etkenlerden biridir. Çünkü özgüven kişiye cinsel güç verir, cinsel enerjisini arttırır ve daha fazla çaba göstermeye özendirir, cinsel haz için ilham kaynağıdır, kişinin kendisiyle gurur duymasını, hem bedeninden hem de partnerinin bedeninden keyif almasını sağlar. Özgüven için kişisel sorumluluk almak şarttır.
Kişi kendinin yakınlarının ve hayatının sorumluluğunu alabildiği sürece, özgüveninin farkına varabilir.
Peki, özgüven cinsel hayatı nasıl etkiliyor ?
Özgüven cinsellik için de oldukça önemli. Kişisel gelişimini tamamlamış, hayattan ne istediğini bilen, gelecekte ne yapacağını planlayan bir kişinin hayatına hakim olması, yaptıklarının sorumluluğunu alması ve farkına varması özgüvenin ta kendisidir. Sadece cinselliği değil eş ilişkisini yönlendirmek de özgüven sayesinde olur. Cinsellik dışında partnerle iletişim iyi ise, birbirlerine her sıkıntılarını rahatlıkla söyleyebiliyorsa, kendilerine ve birbirlerine zaman ayırabiliyorsa bu çiftin özgüveni yerinde demektir.
Özgüveni yerinde olan çiftler,birbirlerinin ne istediklerini bilir. Nelerden hoşlandıklarının farkındadırlar ve bunları birbirlerinden talep ederler. Birbirlerine karşı utanç duygusunu yoğun yaşamazlar.
Cinsel işlev bozukluklarının kaynağında özgüvenin farkında olmamak vardır. "Partnerimden şunu istesem beni nasıl anlar ?" "Beni seviyor mu? " , "Ya onu tatmin edemezsem ?" , " Beni terk eder mi? " , " Penisimin boyu yeterli mi? " ,"Acaba vücudumu beğeniyor mu? " gibi sorular akıllarında dolaşan ve cinsel isteklerini birbirleriyle paylaşamayan çiftler özgüvenlerinin farkında değildirler. Özgüvenin farkında olunmadığında cinsellikte tatmin azalır ve bu da ilişkiye zarar verir. Özgüvenin farkına varılmaması cinselliğin olumlu yaşanması önünde engellerden biridir. Performans endişesi yani başaramama korkusu özellikle özgüveninin farkında olmayan, cinsel bilgi ve deneyimi yeterli olmayan kişilerde yaşanan cinsel sorunun arkasında yatabilen bir durumdur. Kişi her seferinde yerine başarısız olacağı ya da o an için başarılı olsa da bunu sürdüremeyeceği, yetersiz algılanacağı ve eşinin tatmin olmayacağı gibi cinsel takıntılarla meşgul hale gelir. Hatta daha cinselliği düşünmeye başladığı anda zevk almaya veya cinsel doyuma ulaşmaya değil, performansına odaklanmaya başlar ve kendi kendine yaptığı olumsuz değerlendirmeler sonunda başarıya ulaşmak o kişi için imkansız hale gelir.
Özgüvenin farkında olmayan bir kişi, başta cinsel organları olmak üzere bedenin çeşitli bölümlerine yönelik yetersizlik ya da çirkinlik duygularına odaklı cinsel takıntılara da kapılabilir. Başaramama korkusu, utanma, aşağılık duygusu, umutsuzluk gibi duygular genellikle cinsel hayattaki kimi olumsuz yaşam deneyimlerinden sonra ortaya çıkarlar. Örneğin kişi cinsel yaşamına sağlıklı ve destekleyici bir ortamda başlamamış olabilir, partneri kendisine çok eleştirel, talepkar veya aşırı koruyucu davranmış da olabilir. Sonuç olarak kişi bu nedenlerle kendisi hakkında olumsuz düşünmeye başlar.
Dr.Cem Keçe